SON DAKİKA

Do re mi fa re, hani kedi nerede!

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2024 10:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2024 10:40

Uzunca bir süre olmuş hasbıhal etmeyeli sizinle…

O zaman eğlenceli bir dönüş yapmak lâzım. Bazen herhangi bir yere gözünüz takılır ve orada bir pencere açılır. Hayatınızın belki de kırıntı ayrıntılarını hatırlamadığınız bir anına dalar gidersiniz…

Yıllar evvel, nereden aklıma düştüyse gitar çalma fikri, uygulamaya geçmeye karar verdim.

Davula kasnağa vuramayınca, hadi gitar çalayım dedim sanırım.

Uzaktan bakınca “Ne güzel dımbırdatıyorlar” diye düşündüğüm gitarı çalmanın hiç de kolay olmadığını, yara olan parmaklarıma gazlı bez bağlayınca öğrendim.

Her gün en az bir saat çalışmak zorunda olmak da ayrı bir acı sürprizdi.

Gündüz çul çaput sarılı parmaklarımla dilek ağacı gibi okulda dolaşıp, akşamları da sızlayan parmaklarımla gitar çalmaya çalışıyordum.

Gitar çalacağım diye filmlerdeki kör kemancılara dönmüştüm.

Sızlayan parmaklar, ağrıyan bir sırt ve çalınamayan gitar ileri üçlüsüyle karşı karşıyaydım.

İnsan kendine niye böyle komik bir durumu reva görür ki?

Doğuştan eline bir müzik aleti alıp çalamıyorsan, sonu böyle arabesk sokaklara çıkıyordu işte.

Çile bir iki de değildi üstelik.

Ayakla yapılan nota vuruşlarını ayarlama kısmı ise başlı başına bir dertti benim için. Ayağımı yere vurup kaldırınca, gitarı çalmayı unutuyordum. Çoğunlukla gitara sarılıp, ayaklarıma bakarken yakalıyordum kendimi. Böyle bir teknikle ve hatta tekniksizlikle gitar çalmak mümkün değildi tabii. Nota vuruşlarını yapamazsan da notalara baka baka şarkı çalmak imkansız hale geliyordu.

Bir metot kitabımız vardı. O zamana göre nostalji sayılabilecek şarkılar vardı içinde. Müzik dinlemeyi sevdiğim için de şarkıların çoğunun melodisini biliyordum. Müzik kulağım da gitar çalma potansiyelimden iyi olunca tam altı ay boyunca gitarı tıngırdatabildim.

Ta ki gün gelip bilmediğim bir şarkıya çatana kadar.

İki arkadaş ders alıyorduk. Ama yetenek konusunda ikimizin de ayrı ayrı Maşallah’ı olduğu için, tıkanıp kaldık. Müzik öğretmenimiz “Hadi kızlar, benim azıcık işim var. Siz çalışmaya başlayın, ben geliyorum” dedi.

Başlayalım da nasıl?

Notalar gözümüzün içinde ama biz ‘do re mi fa re, hani kedi nerede!’ modundaydık. Tam öğretmen kapıdan çıkacakken “Melodiyi biraz mırıldansanız’’ dedim ve altı aylık sır deşifre oldu.

Adamcağız şok olmuştu.

“Notalar önünüzde ya!” dedi.

Notaların bizden haberi vardı da, bizim onlardan haberimiz var mıydı acaba? Öğretmen işi gücü bırakıp dehşetle bana baktı ve “Altı aydır diğer şarkıları nasıl çaldın?” diye sordu. Başım önde cevap verdim “O şarkıların melodilerini biliyordum”.

Birazcık müzik kulağı ihsan eden yüce yaradan, maalesef nota vuruşu yapma yeteneğini pas geçmişti bende.

Benim kabahatim neydi burada?

Öğretmen donup kalmıştı. Muhtemelen bunca zaman nasıl aldatıldım diye düşünüyordu.

Şarkıyı biliyorsam, kulaktan dolma iyi kötü çalabiliyordum.

Bilmiyorsam, notalar ve ben ayrı dünyaların insanlarıydık.

Altı ayın sonunda elde var kocaman bir sıfırdı.

Bilmediğim bir şarkının kurbanı olmuştum.

Tesis yetersizliğinden çalışmayı bırakmak zorunda kalmıştım!

Gitar ve ben ayrı dünyalara aittik...

Hatta gitar ve ben diye bir şey yoktu!

Bir enstrüman çalan ve şarkı söyleyebilenlere hep imrenmişimdir.

Ama vermeyince Mabud neylesin Mahmut!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)

Köprüden önceki son çıkış

29.10.2021 11:55

Gecenin karanlık vaktinde bir sarhoş şarkı söylüyor. Belki de derdini anlatıyor. Arada bir mola veriyor, ama şarkıya, ama hayata… Hayat şartları insanları zorladıkça herkes kendine göre bir çıkış yolu arıyor.  Trafikteki kalabalık Allah’ın ciddi bir cezalandırma yöntemi gibi

Maalesef!

05.11.2021 01:10

Biri size “maalesef” dediğinde ne anlıyorsunuz? “Az önce bitti”nin Türkçesi sanki değil mi? En azından son zamanlara kadar böyle olduğunu düşünüyordum! Ama sıkı durun şimdi! ‘Gümbür gümbür gelen Z kuşağının iletişim sorunlu olduğu, dijital dünyaya hapis olmalarında

 "X Kuşağı"nın çilesi

12.11.2021 04:43

En sevdiğim cümle “Biz senin iyiliğini düşündük hep, senin hayat tecrüben bunu anlamaya yetmez.” Hayatlarımızın çevrelendiği çemberlerin yönetmenleri ebeveynlerimiz, kendilerinden çok da eminler üstelik.  Sonuç, enkaza dönüşmüş bir hayat da olsa, onlar en iyisini yapmışlardır.

Kedi Tarçın ve Fıtratı

20.11.2021 01:40

Her şey bizim istediğimiz gibi olsa ve hatta hayat bayram olsa. Evrendeki herkes ve her şey bizim istediğimiz gibi davransa ne var yani? Ama herkesin kafasından geçenler farklı farklı. Bu sefer kim kimin istediğine göre davranacak?  Beğenin ya da beğenmeyin, ait olduğunuz evren düzeninin

Çalım sevdası

27.11.2021 04:56

Gecenin ıssız karanlığı. Yaz gecesi olmasına rağmen sessiz ve sakin ortalık. Yaklaşık on kişiden oluşan arkadaş grubumuz farklı yaş ve ebatlarda! Kimi üniversite sınavına girmek üzere, kimi ilkokuldan çıkıp ortaokulda “ne olacak halim” modunda… Ay ışığının bile olmadığı ge

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Söz Bursa En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.