SON DAKİKA
Hava Durumu

Muaviye’nin devesi!

Yazının Giriş Tarihi: 17.10.2022 11:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.10.2022 11:24

Öyle ya da böyle her sistem, hedeflediği amaca uygun olarak kendi insan tipini de üretir.

Bu durum kapitalizm ve sosyalizm için geçerli olduğu kadar “İslamizasyon” yani İslamileştirme projesini yürütenler için de geçerlidir.

İslamlaşmadan farklı olarak İslamileştirme; toplumdaki sosyal tabakaların pasif duruşlarının ve konumlarının üzerine İslami bir kimlik, dini bir görüntü kazandırma çabasının yanında itaat merkezli olarak zihinlerinin de hazırlanmasıdır.

Kur’an’i olup olmadığına bakılmaksızın adına “İslam Dini” denilerek dayatılan formatla, insan ruhunun gecekondulaştığı anlaşılmadığı gibi, kulübelerin villa diye yutturulduğu bir sorgusuz bir inanma boyutuna geçilir.

Böylece; ister “kader” diyerek, sorumluların yanlışlarından ve almadıkları tedbirlerden dolayı ölen onlarca insanın faili/sorumlusu olarak Allah ilan edilsin,

İster yanlış politikaların uygulanması sonucu artan fiyatların sebebi “Allah’tır” diyerek, imanî sapmalar/kaçışlar yapılsın,

İster, milyonlarca sığınmacının gelmesine seyirci kalınarak, ulusal güvenliğin risk altına girmesine ve ev fiyatları ile kiraların patlamasına, insanların bunalmasına, ensar/muhacir kılıfıyla karşılık verilip, samimiyetsiz insan/din kardeşliği seviciliği yapılsın,

İster, dalga geçer gibi her gün akaryakıt fiyatlarıyla oynanıp, haftada 4, bir yılda 100’de 300 zam yapılsın,

İster, sahip olunan tüm varlıklar elden çıkarılıp, millet uluslararası tekellerin sömürüsüne açık hale getirilsin ve temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlansın,

İster, sosyal devletin gereği olan eğitim ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesiyle, vatandaş adeta vampirleşen sermayenin insafına kalsın,

İster, yeşil alan ve meralar yok edilip belirli sınıflara yapılaşmaya açılsın,

Bu isterlere inanan, bu durumdan beslenen çok fazla insan var.

Çünkü oluşturulan insan tipi bu. Çünkü içi boş, görselliğe ve yalan dindar söyleme dayalı bu hayalcilikle gönüllü ahmaklaşma, kitlelerin en büyük özgürlüğü ve menfaat kapısı olmuş.

***

Ne denir ki? 

En iyisi çok bilinen bir Muaviye rivayeti ile bağlayayım konuyu.

Bir gün Hz. Ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu Küfe'den, bir Arap, devesiyle Şam'a gelmiş.

Şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:

- Ver o dişi deveyi bana! demiş. Tartışma büyümüş, Küfe'den gelen adam, "Bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. Konu Muaviye'ye yansımış.

Halk meydanda toplanmış... Muaviye, Küfe'den gelenle Şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:

- Bu dişi deve Şamlınındır!

Sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:

- Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?

Cemaat hep birlikte bağırmış:

Şamlınındır!

Küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, Muaviye onu yanına çağırmış:

- Ey Küfeli, dinle! Sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. Ama sen Küfe'ye dönünce gördüklerini Ali'ye anlat ve de ki: "Ey Ali, Muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!"

***

Eğer günümüzde de ne derse desin, her dediğine evet denilen, dişi deveyi erkek deveden ayıramayacak derecede gözü perdelenmiş ister gönüllü ister menfaatçi kitlelere sahip bir yapı, bir şahsiyet varsa aydınların, önderlerin, herkesin ve özellikle siyasilerin bu durumu dikkate alarak hareket etmesi lazım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.