SON DAKİKA
Hava Durumu

Kırmızı ışıkta geçti, kazaya neden oldu: Hamile kadın bebeğini kaybetti

İstanbul Sultangazi'de kırmızı ışık ihlali yapan sürücü içinde 4 kişinin bulunduğu araçla çarpıştı. Kazada doğum hazırlığı yapan 8 aylık hamile kadın ağır yaralanırken, aynı araçtaki 3 hafif şekilde yaralandı. Hastaneye kaldırılan hamile kadın bebeğinin kaybederken, acılı baba ve arkadaşı o anları anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 19.06.2023 15:48
Haber Güncellenme Tarihi: 19.06.2023 15:48
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sozbursa.com
Kırmızı ışıkta geçti, kazaya neden oldu: Hamile kadın bebeğini kaybetti

İstanbul'un Sultangazi ilçesinde bulunan 50. Yıl Mahallesi Hoca Ahmet Yesevi Bulvarı'nda geçtiğimiz salı günü saat 00.30 sıralarında meydana gelen trafik kazasında 4 kişi yaralandı.

İddiaya göre Küçükköy istikametinden gelerek evine gitmek için kavşakta bulunan ışıklardan dönüş yapmaya hazırlanan 34 TK 0112 plakalı otomobil sürücüsü Onur Algül yeşil ışığın yanmasıyla hareket etti. Bu sırada Hoca Ahmet Yesevi Bulvarı üzerinden gelerek kırmızı ışık ihlali yapan M.E.Ç. yönetimindeki 34 GPT 905 plakalı otomobil ile Algül'ün aracı çarpıştı. Kazada sürücünün 8 aylık hamile eşi Ebru Algül ağır şekilde yaralanırken, Onur Algül, kızları Masal Mina Algül, yakınları Mansur Çiçek ise hafif şekilde yaralandı. Olayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken, yaralılara o esnada başka bir olaya gittikleri esnada kazayı fark eden sağlık ekipleri müdahale etti. Yaralı vatandaşlar ambulanslarla Haseki Eğitim Ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Beyin kanaması nedeni ile yoğun bakıma kaldırılan Ebru Algül'ün 8 aylık bebeğini kaybettiği ayrıca hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Acılı baba Onur Algül'ün ise kendi elleriyle bebeğini toprağa vermesi ise yürekleri dağladı.

"ÇOCUĞUMUZU KUCAĞIMIZA ALACAKKEN TOPRAĞA VERDİK"
Ondan sonra çevredekilerin ambulansı aradıklarını söyleyen Algül, "Ambulans bir tane şans eseri başka vakaya giderken bizim vakayı gördüler ve durdular. Bize yardımcı olmaya çalıştılar. Eşimin karnına dokunduğum zaman çocuğum tepki veriyor muydu vermiyor muydu bilmiyorum. Ambulansa da koyduk. Orada da tepki vermiyordu. Kaza esnasında ben çocuğumu kaybettim. Toprağa gömdüm. Hani hastane çıkışlarını, bütün elbiselerini, kıyafetlerini, emziğini, biberonunu her şeyini almıştık. Her şeyi tamamdı. Sadece bir doğumu vardı onu alacaktık ama kurban olduğum Rabb'im yiyecek ekmeği yokmuş herhalde, nasip etmedi. Beterin beteri var. Kucağımıza alacakken biz toprağa verdik çocuğumuzu. Eşim şu an hastanede, Sultangazi Haseki Hastanesi'nde hayatta kalma mücadele veriyor. Eşimin durumu kötü, benim durumum kötü. Maddi, manevi, psikolojik hani deli olmama az kaldı. Kendimi tutamıyorum. Sinir krizleri geçiriyorum. Durduk yere ağlıyorum, yatamıyorum yemek yiyemiyorum, kusuyorum. Hem vücut olarak, hem psikolojik olarak hani çalışamıyorum da, işe de gidemiyorum. Her türlü mağdurum yani ben. Devletimizden bu olaya bir el atmalarını istiyorum. Çocuğumun cinsiyeti belli olmuştu. Çocuğumu toprağa gömdükten sonra kargosu vesaire her şeyi geldi. Onları bile alamadık. Çocuğumun adını da belirlemiştik. Yamaç Ege Algül olacaktı. Toprağa verdik. Allah rahmet eylesin" diye konuştu.

"TAHMİNİM 100 KİLOMETRENİN ÜSTÜNDE HIZLA GELİYORLARDI"
Kaza anını anlatan Mansur Çiçek ise, “Arabada ön koltukta oturuyordum. Şoförün yanında. Arkada arkadaşımın eşi vardı. Karnında 8 aylık çocuğunu taşıyordu. Caniler yüzünden kaza geçirdik. Tam arabanın arka kapısına doğru şiddetle çarptılar. Tahminim 100 kilometrenin üstünde hızla geliyorlardı 8 aylık bebeği vefat etti. Eşi beyin kanaması geçirdi. Kuyruk çıkıntısında, bacağında, kalçasında kırıkları var. İç kanama var. Hala yoğun bakımda. Yani onu şu an benim arkadaşım olmasaydı, başka biri olsaydı vicdanen buna yine el atmamız lazımdı. İnsan olarak devletten de bir el atmasını bekliyoruz. Şu bakanlık, şu şeyleri, işte şu Amirlikte trafik polisidir. Burada kamera olmaması bile saçma geliyor bize şu an. Bu yoldaki o kadar kaza geçirmişler. Bize çarpan araba bizden dört gün önce, üç gün önce genç çocukların elinde de görülmüş. Yani bu caniler bugün bizim canımızı yakan, yarın başkanını da yakabilir. Bunun önlemini almanızı rica ediyoruz. Söyleyeceklerim bu kadar. Benim başımda 7 tane zımba var. Beyin kanaması da geçirebilirdim. Kaşım patladı. Yani Allah beterinden korudu bizi. Önce Allah'ımıza sonra devletimize güveniyoruz” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.