Tarım ve hayvancılık hakkında yıllardır her platforma söylediğimiz en temel cümle şu idi:
“Ülkemizin bir tarım politikası yok. Gelişmiş birçok devletin yaptığı gibi devletin bir an önce bir tarım politikası oluşturup bunu uygulaması lazımdır.”
Şimdi sanki ufukta bir ışık görünür oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti döneminde çıkarılan 18/4/2006 tarih ve 5488 Sayılı Tarım Kanunu’nun 7. Maddesinde yapılacak değişiklikle “çiftçiler için üretim yapmadan önce Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin almaları şartı” getiriliyor.
Yapılması öngörülen değişikliğe göre özetle;
“Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce bakanlıktan izin alınacak. Ve Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceğini tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek.”
***
Kanun taslağına göre çiftçilerin üretim yapmadan önce bakanlıktan izin almalarının gerekçesi şöyle ifade ediliyor:
“Ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaşanan gelişmeler ile küresel iklim değişikliği tarımsal üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Diğer taraftan artan nüfus ve kentleşme ile gıdaya olan talep artışı, doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasına imkân sağlayacak planlamaları zorunlu hale getirmektedir. Tarım politikalarının amaçları, ilkeleri ve öncelikleri doğrultusunda ülkemizde tarımsal üretimi planlamak, gıda güvencesi ve güvenliğini temin etmek üzere üretim öncesinde Bakanlıktan izin alınmasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılacak bu düzenlemeler ile arz ve talep durumuna göre üretim gerçekleştirilerek, kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde verimli kullanılmasına imkân sağlanacaktır.”
***
Bakanlığın belirlediği ürün ve ürün gruplarında izin almadan ekim yapanlara tarımsal desteklemelerden 5 yıl men cezası ve ayrıca idari para cezası verilecek. Hazırlanan kanun taslağına göre, Tarım Bakanlığı’ndan izin almadan üretim yapanlar ilk kez tespit edildiğinde yasaya uygun faaliyet göstermeleri için Bakanlık tarafından yazılı olarak uyarılacak. Bakanlık tarafından yazılı olarak uyarılan ancak uyarı tarihinden itibaren 12 ay içerisinde bu maddeye uygun faaliyette bulunmayanlar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak.
Yazılı uyarı ve desteklerden men cezasına rağmen bir sonraki takvim yılında da faaliyette bulunduğu tespit edilenlere, ürün grubuna göre bu faaliyetten elde edilecek yıllık brüt hasılasının yüzde birinden beşine kadar idari para cezası verilecek. Çok yıllık üretim faaliyetlerinde yazılı uyarı ve destekten yararlandırmama işlemlerinin tesis edilmesine rağmen bu maddenin ikinci fıkrasına aykırı olarak üretime devam edenlere, aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilen her yıl için bu faaliyetten elde edilecek yıllık brüt hasılasının yüzde birinden beşine kadar idari para cezası verilecek.”
***
İdari para cezasının hesaplanmasına esas brüt hasıla, bir önceki takvim yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan üretimin yapıldığı il genelinin ortalama verim değeri ile rayiç fiyat dikkate alınarak hesaplanacak.
Ne diyelim şu an için bize düşen “hayırlara vesile olmasını” dilemek.
Umarım amacından saptırılıp başka konuları tartışmak zorunda kalmayız.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Yeşil mutabakat ve Türk tarımı
05.12.2021 01:12
Bundan 10 sene öncesine kadar sadece bilim çevrelerindeki tartışmalarla sınırlı olan “Küresel İklim Değişikliği”, “Kuraklık”, “Sera gazı” gibi kavramlar, günümüzde ilkokul çağındaki çocukların bile dile getirdiği bir sorun haline nihayet
İlkokul sıralarında, çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırma amacıyla öğretilen bir şarkı vardı.
Bizim devreler hatırlayacaklardır.
Şarkının sözleri şöyleydi:
Erken yatarım, erken kalkarım
Bir yumurtayı sütle çırparım
Birazcık ekmek biraz da peynir
Aman efendim ne güzel yenir...
**
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, Ulu Önder Atatürk, "Milli Ekonomimizin Temeli Ziraattır" diyerek o tarihlerde tarımın önemini vurgulamıştır.
Bugün de nüfusumuzun yüzde 46'sının geçimini tarımdan sağladığı, tarımın toplam istihdam içerisindeki payının yüzde 43 ve gayrisafi milli hasıla&
Her şeyde olduğu gibi özellikle gıdadaki yüksek enflasyon herkesin gündeminde. Herkes rahatsız…
Herkes iyi ya da kötü bir şeyler söylüyor…
Çoğunluk sadece yakınıyor…
Az bir kısım insan da çareler önermeye çalışıyor aklı yettiğince…
Ama fiyatlar tüketicinin istediği seviyeye inmiyor.
Sayın Cumhu
Ukrayna-Rusya arasındaki savaş başlayalı neredeyse iki aya yakın bir zaman oldu. Bu zaman zarfında, her iki ülkenin de kendi stratejik hedefleriyle ülke güvenliği konularındaki görüşleri uyuşmadığı için savaşın şiddeti artarak devam ediyor ve bir süre daha edecek gibi duruyor.
Hatta savaşın yayıla
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Söz Bursa
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Birol TAŞ
Bakanlıktan devrim niteliğinde karar
Tarım ve hayvancılık hakkında yıllardır her platforma söylediğimiz en temel cümle şu idi:
“Ülkemizin bir tarım politikası yok. Gelişmiş birçok devletin yaptığı gibi devletin bir an önce bir tarım politikası oluşturup bunu uygulaması lazımdır.”
Şimdi sanki ufukta bir ışık görünür oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti döneminde çıkarılan 18/4/2006 tarih ve 5488 Sayılı Tarım Kanunu’nun 7. Maddesinde yapılacak değişiklikle “çiftçiler için üretim yapmadan önce Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin almaları şartı” getiriliyor.
Yapılması öngörülen değişikliğe göre özetle;
“Tarımsal üretimin planlanması, gıda güvencesi ve güvenliğinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin tesis edilmesi için bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce bakanlıktan izin alınacak. Ve Bakanlık, arz ve talep miktarı ile yeterlilik derecesini dikkate alarak hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceğini tarım havzası veya işletme bazında asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek.”
***
Kanun taslağına göre çiftçilerin üretim yapmadan önce bakanlıktan izin almalarının gerekçesi şöyle ifade ediliyor:
“Ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaşanan gelişmeler ile küresel iklim değişikliği tarımsal üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Diğer taraftan artan nüfus ve kentleşme ile gıdaya olan talep artışı, doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasına imkân sağlayacak planlamaları zorunlu hale getirmektedir. Tarım politikalarının amaçları, ilkeleri ve öncelikleri doğrultusunda ülkemizde tarımsal üretimi planlamak, gıda güvencesi ve güvenliğini temin etmek üzere üretim öncesinde Bakanlıktan izin alınmasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Yapılacak bu düzenlemeler ile arz ve talep durumuna göre üretim gerçekleştirilerek, kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde verimli kullanılmasına imkân sağlanacaktır.”
***
Bakanlığın belirlediği ürün ve ürün gruplarında izin almadan ekim yapanlara tarımsal desteklemelerden 5 yıl men cezası ve ayrıca idari para cezası verilecek. Hazırlanan kanun taslağına göre, Tarım Bakanlığı’ndan izin almadan üretim yapanlar ilk kez tespit edildiğinde yasaya uygun faaliyet göstermeleri için Bakanlık tarafından yazılı olarak uyarılacak. Bakanlık tarafından yazılı olarak uyarılan ancak uyarı tarihinden itibaren 12 ay içerisinde bu maddeye uygun faaliyette bulunmayanlar, uyarı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmayacak.
Yazılı uyarı ve desteklerden men cezasına rağmen bir sonraki takvim yılında da faaliyette bulunduğu tespit edilenlere, ürün grubuna göre bu faaliyetten elde edilecek yıllık brüt hasılasının yüzde birinden beşine kadar idari para cezası verilecek. Çok yıllık üretim faaliyetlerinde yazılı uyarı ve destekten yararlandırmama işlemlerinin tesis edilmesine rağmen bu maddenin ikinci fıkrasına aykırı olarak üretime devam edenlere, aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilen her yıl için bu faaliyetten elde edilecek yıllık brüt hasılasının yüzde birinden beşine kadar idari para cezası verilecek.”
***
İdari para cezasının hesaplanmasına esas brüt hasıla, bir önceki takvim yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan üretimin yapıldığı il genelinin ortalama verim değeri ile rayiç fiyat dikkate alınarak hesaplanacak.
Ne diyelim şu an için bize düşen “hayırlara vesile olmasını” dilemek.
Umarım amacından saptırılıp başka konuları tartışmak zorunda kalmayız.
Yeşil mutabakat ve Türk tarımı
05.12.2021 01:12Bundan 10 sene öncesine kadar sadece bilim çevrelerindeki tartışmalarla sınırlı olan “Küresel İklim Değişikliği”, “Kuraklık”, “Sera gazı” gibi kavramlar, günümüzde ilkokul çağındaki çocukların bile dile getirdiği bir sorun haline nihayet
Bir yumurtayı sütle çırpamamak!
23.12.2021 12:09İlkokul sıralarında, çocuklara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırma amacıyla öğretilen bir şarkı vardı. Bizim devreler hatırlayacaklardır. Şarkının sözleri şöyleydi: Erken yatarım, erken kalkarım Bir yumurtayı sütle çırparım Birazcık ekmek biraz da peynir Aman efendim ne güzel yenir... **
176. Yılında Tarımsal Öğretimin Durumu
20.01.2022 13:27Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, Ulu Önder Atatürk, "Milli Ekonomimizin Temeli Ziraattır" diyerek o tarihlerde tarımın önemini vurgulamıştır. Bugün de nüfusumuzun yüzde 46'sının geçimini tarımdan sağladığı, tarımın toplam istihdam içerisindeki payının yüzde 43 ve gayrisafi milli hasıla&
Üretici “kazanamıyor”, tüketici “yetiremiyor” mu?
14.02.2022 11:27Her şeyde olduğu gibi özellikle gıdadaki yüksek enflasyon herkesin gündeminde. Herkes rahatsız… Herkes iyi ya da kötü bir şeyler söylüyor… Çoğunluk sadece yakınıyor… Az bir kısım insan da çareler önermeye çalışıyor aklı yettiğince… Ama fiyatlar tüketicinin istediği seviyeye inmiyor. Sayın Cumhu
Bağımsızlık ve tarımdaki yol haritası
24.04.2022 22:35Ukrayna-Rusya arasındaki savaş başlayalı neredeyse iki aya yakın bir zaman oldu. Bu zaman zarfında, her iki ülkenin de kendi stratejik hedefleriyle ülke güvenliği konularındaki görüşleri uyuşmadığı için savaşın şiddeti artarak devam ediyor ve bir süre daha edecek gibi duruyor. Hatta savaşın yayıla